Üye olmadan önce bonuslar bölümünden sitenin verdiği bonusları inceleyebilirsiniz. Online alanda bahis hizmetleri sunan siteler arasında geniş kapsamda bir çeşitlilik vardır. Bahis siteleri sektörün en popüler platformlarıdır ve yüzlerce sitenin yer aldığı bu sektörde önemli olan güvenilir bahis siteleri listelerine ulaşmak. 2024 yılında açılmaya başlanmış ve çeşitli kampanyalarla sektörde tanınmıştır. Kampanyalarla kazandığınız bonusları da site içerisinde kullanabilirsiniz. Hizmetlerini merak ettiğiniz siteye üye olarak deneme bonusunu kullanabilirsiniz. Bedava bonus olarak da adlandırılan deneme bonusu adı üstünde bedava para anlamına gelmektedir. Para yatırma işleminde hangi yöntemi kullandığınıza göre bonus tutarı değişmektedir. Bahis sitelerinde hangi spor dallarına bahis yapılabilir? Bu yönde hangi sitelerin seçileceği, yatırımlar yapacak kişilerin kendi kararlarına göre bir değişiklik gösterebiliyor. Bir casino sitesinin güvenilir olup olmadığının %100 kesin cevabına ulaşmak çok zordur. Bu nedenle insanlar android ve ios cihazlara uyumlu olacak şekilde mobil bahis sitelerini araştırıyor. Bu nedenle güvenilir olanlarına ulaşmak oldukça zor olabilir. 2024 yılı itibariyle üyelerine sorunsuz ödeme yapan aynı zamanda kazandıran bahis siteleri arasında yer alır. Lisanslı ve güvenilir bahis siteleri arasında yer alır. Oyuncular genellikle kazandığında parasını ödeyen güvenilir bahis sitelerini tercih eder. Casino oyunlarını daima en güzel ve iyi bir performansla oynayabilmenin yollarından biri, site içerisinde alınabilen bonusların kullanılmasıdır.
Mobil olarak casino oyunlarını oynarken eğer istenirse eldeki bonuslar da güzel şekilde bu aşamada etkinleştirilebilir. Popüler casino siteleri arasında geniş türden bir çeşitliliğin olması bazen üyeleri bu aşamada birçok bakımdan kararsız bırakabiliyor. Ülkemizde bir kurumun bahis oynatma izni için ” Spor Toto Başkanlığı ” tarafından lisanslandırılması gerekir. Bir bonusu kullanmadan önce, söz konusu teklif için geçerli olan hüküm ve koşulları okumak ve anlamak çok önemlidir. Lisans belgeleri her ne kadar yurt dışında geçerli olsa da ülkemizde geçerli değildir. Peki lisans belgesi nedir? Kaçak bahis siteleri güvenilir midir? 2010 yılından itibaren kaçak bahis ve casino sektöründe hizmet vermektedir. Bahis sektöründe aktif olan bahis siteleri ile ilgili en çok sorulan sorular ve bu sorulara verilen cevaplar aşağıda yer almaktadır. Bahis sektöründe yaşanan hızlı gelişmeler zamanla casino oyunlarının daha çok tanınmasını ve ilgi görmesini sağlamıştır. Mobilbahis sitesi sektöre 2017 yılında giriş yapmasına rağmen çok kısa sürede milyonlarca kişiye ulaşmayı başarmış kaliteli ve güvenilir bahis sitelerinden biridir. 2023 yılı raporlarına göre en güvenilir bahis sitesi Bets10 olarak belirlenmiştir. Yüksek oranlı bahis siteleri kazandırır mı? Bedava bonus veren bahis ve casino sitelerini takip ederek bu sitelerin kampanyalarından yararlanabilirsiniz. Aylık 700binden fazla aranan Bets10 ülkemizde en güvenilir bahis sitesi hangisi?
Türkiye’de hizmet sunmaya devam eden casino siteleri bonusları ve çeşitli kampanyaları ile Türk bahisçilere birçok avantaj sunmaktadır. Her casino sitesi gibi VDcasino sitesi de canlı casino oyunları tarafından çok popüler imkanlar sunmaktadır. Casino siteleri bonusları arasında yer alsa da, her casino sitesi kayıp iade bonusuna yer vermiyor. Kayıp Bonusu: Her casino sitesinde olmasa da, birçok casino sitesinde kayıp iade bonusu yer almaktadır. Özen Gün Bonusu: Casino siteleri bonusları arasında özel gün bonusu da yer almaktadır. 2023 yılı itibariyle güvenilir bahis siteleri sıralamasında ilk 5 site arasında yer almaktadır. Güvenilir bahis siteleri arayışında olan ziyaretçilerimizin bu siteleri tercih etmesini tavsiye ederiz. Kaçak bahis siteleri olarak adlandırılan yurt dışı merkezli sitelerin arasında oldukça güvenilir siteler de yer almaktadır. Alt yapısı ve onlarca casino sağlayıcısının sisteme entegre edilmesi Mariobet sitesini 1-0 önde başlatan özelliklerden biridir. Her bir sitesini elde ettiği lisans bir diğerine göre bir farklılık gösterebilir. Kullanıcıların deneyimleri ve memnuniyetleri hakkında bilgi sahibi olarak, Asper Casino’ya üye olmayı düşünenler için değerli bir rehber oluşturmayı hedefliyoruz. Bedava bonus veren sitelerin çok tercih edilmesindeki neden kullanıcıya site üzerinde bakiye tanımlamasıdır. Ancak sitelerin oyunları ve genel içerik yapıları bazı farklılıklar arz ettiğinden üyelik için daima en uygun olanları belirlemek gerekiyor.
Casino 7slots
Onwin canlı bahis ve casino sisteminde sorunsuz erişim sağlamak, tüm bölümlere erişmek ve finansal işlemlerinizde sorun yaşamadan çekim yapmak için üyelik koşullarını inceleyebilirsiniz. Bu siteler, kullanıcılara farklı bonus seçenekleri sunarak, kullanıcıların kazançlarını arttırmayı hedeflemektedirler. Casino oyunları son derece eğlenceli ve yüksek oranları ile kazançlı oyun çeşitlerinin başında gelmektedir. Yatırım için oyun tercihlerini yapılmasından son bahisler oluşturulmaya başlanır. Casino sitelerinde yer verilen casino oyunları, oyun sağlayıcıları tarafından sürekli geliştirilmektedir. Bahis sitelerinde nasıl hesap açılır? Bahis sitelerinde yaş sınırı nedir? Bahis sitelerinde sorun yaşarsam ne yapmalıyım? Bu nedenle kaçak bahis sitelerine erişim engellenmektedir. Kaçak bahis siteleri için yukarıdaki lisanslar oldukça önemlidir. Online alanda casino sitelerini seçerken daima bahis severlerin bu türde bazı önemli unsurları dikkate alarak ilgili seçimleri yapmaları gerekiyor. Para çekmek için bahis sitesinin belirlediği yöntemleri kullanmanız gerekmektedir. Güvenilir bahis sitelerini araştırırken öncelikli amacımız oyuncuların en iyi hizmeti almasını sağlamak. Markaları yer alıyor. En güncel versiyonlar ve yani oyunları ile dilediğiniz oyunu seçip hemen başlayabilirsiniz. Casino siteleri oyunlarını isterseniz deneme bonusu veren siteler ile deneyerek başlayabilirsiniz.
Deneme bonusu veren bahis siteleri oyunculara hiç para yatırmadan ve risk almadan para kazanma fırsatı verir. Ancak genellikle tüm promosyonlar canlı destek birimleri üzerinden talep edilmektedir. 17- Komisyon Başkanlığının 17.1.1997 tarihli ve 161 sayılı Botaş Genel Müdürlüğüne yazdığı yazı ile, Ahmet Baydar ve Mehmet Özbay (Abdullah Çatlı)’nın ortak olduğu BAYSA A.Ş.’nin, İskenderun’da yapılan ihale ile ilgili bilgi ve belgenin talep edildiği,Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketinin bila tarih ve bila sayılı yazısında,Irak-Türkiye Hampetrol Boru Hattı’nın 1990 yılında Körfez Savaşı sebebiyle BM Kararıyla kapatılmasından sonra BOTAŞ Ceyhan Bölge Müdürlüğünde bulunan Petrol Depolama Tankları bir program dahilinde bakıma alındığı, bu kapsamda 1993 yılında yapılan bir ihale ile sisteme dahil depolama tankları hem bakım-onarımlarını yaptırmak hem de tank tabanlarında oluşan petrol çamurunu (sludge) temizletmek maksadıyla GÜNEY MAKİNA SANAYİ ve TİCARET LTD. 10 ABD Doları fiyatla almaya hak kazandığı, iki tur halinde devam eden açık artırma ihalesinde GÜNEY MAKİNA SANAYİ LTD. Şirketi isimli firmaya ihale edildiği, adı geçen firma tarafından yapılan uzun süreli çalışmalar sonucunda, tank tabanlarında oluşan yaklaşık 20.000 ton petrol çamuru (Sludge) tanklardan temizlenerek açık toprak havuzlara ve sisteme ait olan ve boş durumda bulunan ballast tankına taşındığı, tank tabanlarından çıkarılan ve Sludge (Petrol çamuru) olarak isimlendirilen bu tortulaşmış maddenin ekonomik açıdan pek fazla bir değer ifade etmediği, anılan malzemenin petrol sektöründe çoğu zaman bedelsiz olarak ya da çok düşük fiyatlarla elden çıkarılan bir konuma sahip olduğu, bu konuda sektörün diğer kuruluşları olan TÜPRAŞ ve ATAŞ Rafinerilerinin de benzer uygulamaları yaptığı, bu noktadan hareketle kurumda petrol çamuru temizliği yapan GÜNEY MAKİNA firması adı geçen bu atık maddeyi ton başına 150-200 TL gibi düşük bir bedelle satın alarak tesislerinden tahliye etmek istediği, BOTAŞ Genel Müdürlüğü olarak, hem açık toprak havuzlarda depolanan petrol artığı malzemenin yangın ve benzeri tehlikelerini bertaraf etmek, hem de Irak-Türkiye Boru Hattı’nın açılması durumunda ihtiyaç olunacak ballast tankının boşaltılmasını sağlamak gayesiyle yukarıda tarif edilen bu atık maddeden kurtulma yollarının arandığı, bu maksatla Gümrükler Genel Müdürlüğü, Çevre Bakanlığı ve ilgili diğer kuruluşlar ile temasa geçildiği, başlangıçta anılan malzemenin Gümrük Müsteşarlığı Tasfiye İşleri Genel Müdürlüğünce tasfiye edilmesinin gündeme geldiği, daha sonra gerekli çevresel tedbirler alınmak ve lüzumlu gümrük işlemlerini tamamlatmak şartıyla sözkonusu atık maddenin BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından elden çıkarılmasının uygun bulunduğu, bu gelişmeler üzerinde Kuruluşun adı geçen maddeyi satın alabilecek firmaları bulma arayışına girdiği, bu kapsamda ABAK isimli ikinci bir firmanın daha adı geçen atık maddeyi ton başına 200 ile 500 TL arasında bir fiyatla satınalmaya talip olduğu, aynı dönemde BAYSA A.Ş.
Adamla tanıştığını ve sohbet ettiklerini, o kişinin kendisinin istihbaratçı olduğunu ve Avşarı http://casinosgame.online/?p=xfkdkb9 arama sebebinin: Kaybolan Tarık Ümit’in telefonunda son numara Avşar’ın cep telefonu çıkması olduğunu, Tarık Ümit’in son kez Avşarın cep telefonundan aranmış olduğunu, bunun üzerine casinomaxi giriş kendilerinin onları takibe aldıklarını, bir hafta on gün telefonlarını dinlenmiş olduğunu ancak sonunda onların temiz insanlar olduğuna kanaat getirdiklerini, Avşarı 2-3 gün götürüp tuttuklarını, Avşar’ın kendilerine yardımcı olduğunu, telefonuyla kimlerin konuştuğunu söylediğini; bu istihbaratçı başçavuşun giderken “benden size tavsiye: bu adamlarla fazla içli dışlı olmayın, bunlar hakkında dedikodular var. 1959 Malatya Hekimhan doğumlu olduğunu, Eğitim enstitüsünü bitirdiğini, 1980 öncesinde Türkiyedeki sağ-sol olaylarına katıldığını, sağda Milliyetçi kanatta yer aldığını, katılmadığı olaylarda kendisine isnat edilen suçlar olduğundan 12 eylül 1980’den sonra yurtdışına çıktığını, yurtdışına çıkarken aynı görüşü paylayan insanların yardımını gördüğünü, Harun Çelik adına düzenlenmiş bir sahte pasaportla ve yalnız olarak Türkiyeden ayrıldığını, giderken Tren yolculuğu http://casinosgame.online/?p=coiudidw yaptığını, Bulgaristan, Yugoslavya, İtalya, İsviçre yoluyla Avusturyaya direk olarak vardığını, orada Abdullah Çatlı ile buluştuğunu, Çatlı’nın kendisinden 2-3 gün önce uçakla İngiltereye gittiğini, İngiltereye alınmadığı için oradan Avusturyaya geldiğini, Çatlının Hasan Kurdoğlu adına düzenlenmiş sahte pasaportla Türkiyeden ayrıldığını, Avusturyada oturma izni alabilmek için Üniversitenin dil kursuna kayıt olduklarını, yurtdışındaki akraba ve tanıdıkların yardımıyla geçindiklerini, Papa olayı olduğu zaman Avusturyadan Fransaya geçtiklerini, Papa işinde bir rolü olmadığını, ancak basında isminin rolü varmış gibi geçtiğini, Fransaya geçtikleri tarihin 1982’nin son ayları olduğunu, Fransada Poitiers şehrinde ki Üniversiteye Çatlı ve Eşi ile birlikte kayıt yaptırdıklarını, Çatlı’nın eşinin uçakla Avusturya’ya oradan da İsviçreye ve Fransaya geldiğini, oraya varınca her şeyin Türk Milleti ve Devletinin aleyhinde olduğunu gördüklerini, kendilerinin orada Türkiye’nin turizm büyükelçisi gibi olduklarını, o sırada kendilerine “Türk Devletinin Milletinin aleyhinde çalışan mesela Asala gibi örgütlerle mücadele edermisiniz, nasıl ve ne taktiklerle mücadele edersiniz?" şeklinde teklifler geldiğini, bu teklifin devletimizin üst düzeydeki yetkililerinden geldiğini, ancak onların ismini söyleyemeyeceğini, bu teklifi alınca kendilerinin de, oralardaki devlet temsilcilerinin, diplomatların değil Türklükle, insanlıkla bağdaşmayacak şeyler yaptıklarını söyleyerek değiştirilmesini istediklerini, kendilerine teklif getiren kişilerin "biz bunları değiştiremeyiz; bunlar bizim ülkemize mal olmuş kişiler; fakat, bizim devletimiz ve milletimiz sözkonusu, ortada olan bu" dediklerini, o zaman da kendilerinin Milliyetçi ve Vatanseverler olarak bu teklifi gönüllü olarak kabul ettiklerini, bu arada suçsuz olarak cezaevinde yatan arkadaşları ve bazı tanınmış politikacıların serbest bırakılmasını istediklerini ve olumlu cevap aldıklarını, bunun üzerine (12) kişilik bir liste verdiklerini, bu isimlerden birisinin Mehmet IRMAK olduğunu, Ancak bu 12 kişinin hiç birisinin bu işlerden yararlanmadığını, bu teklifin kendilerine 1981 yılında kendilerinin Fransada oldukları zaman yapıldığını, aslında bu tekliflerin o zaman Avrupadaki Türk federasyonundan tutun da herkese kadar yapıldığını, en sonunda kendilerine Çatlı ile birlikte teklif geldiğini, teklifi kabul ettikten sonra Fransada (18), Hollanda da (2), Kanadada, Amerikada, Yugoslavya da Beyrutta, Yunanistanda, akla gelen pekçok eylem yaptıklarını, bu eylemleri Oral çelik, Abdullah Çatlı ve diğer iki kişiden oluşan (4) kişilik grubun yaptığı ya da yaptırdığını, bu arkadaşlarından birisinin mahkemeye geçtiğini, gizli celse olduğunu, yaptıklarını orada anlatarak kendilerine, önceden söz verildiği gibi ceza indirimi uygulanmasını, yada kanuni takibattan muaf tutulmalarını istediğini, ancak taleplerinin kabul olmadığını, 10-12 sene mahkumiyet verildiğini duyduğunu, 4 arkadaşının da Türkiye'ye döndüğünü, onun cezasının zaman aşımına uğradığını, kendisine de yurt dışında yaptığı hizmetlerden dolayı kolaylık gösterilmediğini, yurda döner dönmez cezaevine konduğunu ve boş yere (4) ay hapis yattığını, yurt dışında olduğu yıllarda bir kere 1983 yılında yurda giriş-çıkış yaptığını, onun da istihbaratın kontrolü altında gerçekleştiğini, yurtdışında oldukları sırada istedikleri pasaportu, istedikleri yerden alabildiklerini, Türkiye konsolosunun da kendilerine pasaport verdiğini; çünkü, Türk Basını ve Türkiyedeki güya aydınların kendilerini ihbar etmeye başladıklarını, İsviçrede yakalanan bir adamın kendilerinin eylemleri ile ilgili bilgiler verdiğini, bu adamın Nevzat Bilican olduğunu, bu kişinin bir gün İsviçre Polisine giderek yalan yere ben Abdullah Çatlı, Oral Çelik, Mehmet Şener ile eroin işi yaptım dediğini, daha bir kaç isim daha söylediğini, kendilerinin Ermenileri öldürdüğünü söylediğini, İsviçrenin durumu Türkiye'ye bildirmesi üzerine Türkiye'den ilgili kimselerin kendilerine-ki o zaman Fransada Çatlı ile bir evde oturduklarını bildirdiğini, kendilerinin de oradan kaçtıklarını, bunun üzerine Türkiye-İsviçre arasında problem çıktığını, bu olayın 1984 yılında cereyan ettiğini. Bunun üzerine Türkiyeden bir Devlet Bakanının İsviçreye gelerek ortamı yatıştırdığını, Mesut Yılmaz'ın da o sırada bakan olduğunu, daha sonraları da İsviçrenin kendilerine (Oral Çelik, Çatlı ve arkadaşları) ambargo koyduğunu, Mesut Yılmaz'ın da Dışişleri Bakanı olarak kendileri için İsviçre nezdinde teşebbüsleri olduğunu, duyumlarına göre Mesut Yılmaz'ın Çatlı ile temasa geçerek bir kulübe olan kumar borcunu sildirdiğini, Çatlı'nın 1991 yılında İsviçreden hapisten kaçınca Türkiyeye döndüğünü, Çatlının bu mahkumiyetinin Nevzat Bilican iftirası ile olduğunu, aynı davada kendisi ve Mehmet Şener'in de yargılandığını ve beraat ettiklerini, çünkü Nevzat Bilican'ın daha sonra İsviçre Makamlarına giderek "ben yalan söyledim, ben PKK'yım, bunlar Milliyetçi bana öyle ifade vermem söylendi bende öyle söylemiştim.Narkotikle mücadelede yıllar itibariyle artan seviyede başarı sağlandığını 1993 yılında 2.2 ton, 1994’de jojobet müşteri temsilcisi 3,5 ton, 1995 yılında da 4,5 ton yakalandığını, Jandarmanın da mücadeleye katkıda bulunmasının sevindirici olduğunu belirtmiştir. 1995 yılında 3 Mart’ı 4 Mart’a bağlayan gece saat 1,5’ta kendisine bir telefon geldiğini, Yeğeni Tarık Ümit’in arabasının Trakya Çerkezköy civarında bir yerde terkedilmiş olarak bulunduğunun o telefonla kendisine bildirildiğini, bunun üzerine olay mahalline gittiğini, arabayı hiç hasar görmemiş, terk edilmiş ve kapısının açık olarak bulduğunu ve hemen durumu Jandarmaya haber verdiğini, Jandarmayla birlikte olay yerine tekrar gelindiğini, zabıtların tutulduğunu, arabayı ertesi gün gelip almasını, bu arada jandarmanın arabanın Tarık Ümit’e ait olup olmadığını tespit etmesi, kendisinin de anahtar bulması gerektiğini, yapılan araştırmada aracın plakasının sahte olduğunun meydana çıktığını, o yüzden arabayı orada bırakmak zorunda kaldığını. 1960 Siverek doğumlu olduğunu, siyasete 1991 yılındaki seçimlerde katıldığını, DEP milletvekillerinin, özellikle Abdullah Öcalan’ın yanından gelen elçiler vasıtasıyla kendisiyle görüşmek istediklerini, kendisiyle görüşerek “Biz, Siverek’e, Urfa’ya örgüt olarak gireceği, yalnız tarafsız kalacaksınız, bize karışmayacaksınız, devletin yanında yer almayacaksınız” demek istediklerini bildiğini, devletiyle beraber olduğunu, Bekaa’dan gelen bazı insanlarla görüşmelerinin çoğunu kasete aldığını ve bundan Ankara Emniyeti başta olmak üzere o zamanki tüm devlet yetkililerine bilgi verdiğini, DEP’in kapatılması ve milletvekillerinin çoğunun içeri alınmasında Devlet Güvenlik Mahkemelerine verdiği ifadelerin büyük katkısının olabileceğini, 1993’te bunların kendine karşı ve ailesine karşı bir tavır almak istediklerini ve Siverek’te örgütlü eylemlerin başladığını, Siverek’te Anavatan Partisi İlçe Başkanı ve kardeşinin katledildiğini, bazı köylülerin ve vatandaşların katledildiğini, Siverek halkının bu olayları istemediğini, Siverek halkının tavır almasıyla beraber örgütün orada çökertildiğini, halkla olan içtenliği ve devlete olan bağlılığı nedeniyle kendisine karşı tavırlar olduğunu, kanunsuz bir iş yaptığı zaman devletini çiğnemiş olacağını, İstanbul’a giderken Mehmet Özbay’ı aradığını, Mehmet Özbay’ın Abdullah Çatlı olduğunu çok sonraları öğrendiğini, İstanbul’a dinlenmeye gittiğini, Yalova’daki termale gittiklerini, o akşam yakın arkadaşı Ali Aydınlıktan’ın oğlunun kafasına kurşun değdiğine dair haber aldıklarını, durumunun kötü olduğunu öğrendiklerini, akşam bu durumu arkadaşlarına söylediğini, İzmir’e gitmesi gerektiğini söylediğini, Mehmet Özbay’ın “bende gelirim” dediğini, yola çıktıklarını, Ören’de veya Altaylar’da bir arsa ofisi olduğunu, bu arsaya baktıktan sonra şoförünün gelip “Ağabey, Ali Abinin oğlu vefat etmiş” dediğini onun üzerine hemen harekat ettiklerini, hastaneye gittiklerini, fakat kimseyi bulamadıklarını, daha sonra evlerine gittiklerini, taziyelerini bildirdikten sonra ayrıldıklarını, Princess’te yer ayırttıklarını, otele gittiklerinde bir bayanın Mehmet Özbay’ın yanında oturduğunu, onunda kendileriyle geldiğini, İzmir’e gelirken Kocadağ ile görüştüklerini, Kocadağ’a İzmir’e gidiyorum dediğini, onunda “bilsem bende gelirdim” dediğini, daha sonra uçakla yarın geleceğini söylediğini, ertesi sabah uyandıklarında Kocadağ ile görüştüklerini ve onun geleceğini öğrendiklerini “beni aldırabilirmisiniz?” dediğini, bunun üzerine yanındaki koruma polisi Ercan Bey’i (daha önce Kocadağ’ın yanında çalışmış bir polis olan) Hüseyin Kocadağ ı arabayla almaya gönderdiğini, koruma polislerinde ve şoförün de huzursuzluk gördüğünü, polis Ercan’ın bir ara kendisini çağırıp huzursuz olduklarını ve takip edildiklerini söylediğini, “İzmir’den hemen ayrılalım” dediklerini, Bunun üzerine Kuşadasına gitmeye karar verdiklerini, o gün akşam üzeri çıktıklarını, Onura otel’de kaldıklarını, ertesi gün de orada kaldıklarını, polislerde rahatsızlık ve tedirginlik olduğunu görünce Ankara veya İstanbul’a gidelim dediğini, Hüseyin Kocadağ’ın İstanbul’da işi olduğu için İstanbul’a gidip oradan Ankara’ya geçmeyi düşündüklerini, o gün sabah en geç kendisinin kalktığını ve kahvaltısını yarım bırakarak yola çıktıklarını, o bayan ile Mehmet Özbay’ın arabanın arkasında oturduklarını, İzmir’i geçtikten sonra Kocadağ’ın çok süratli gittiğini gördüğünü, arabanın ibresinin 230’u gösterdiğini, birşeyler söylediğini, Kocadağ’ın kendisine dönüp birşeyler söylediğini ve güldüğünü, kendisininde gülerek yolu görmemek için koltuğun ucuna doğru geldiğini, kaza’dan sonra Ankara’da ancak arabasını televizyonda görünce, kaza yaptığının kesin olduğuna emin olduğunu, arabada bulunan silahların İstanbul’a gelirken dahi olmadığını, o silahlardan bilgisinin olmadığını, kendisinin arabada bulunan Sig Sauter silahı olduğunu, onun dışında polislerinin hepsinin silahı olduğunu, eğer takip ediliyorlarsa bu silahların kazadan sonra arabaya konulmuş olabileceğini, diğerlerinin çantasında vardıysa silahların onların olabileceğini, arabada söylenildiği gibi gizli bölme olmadığını, Mehmet Özbay’ın, köyüne 1 defa 1996 Kasım’ında geldiğini, 1993 yılı sonu veya 1994 yılı başında Siverek’e halka güven verebilmek için gittiğini, Ankara’da babasının vefat etmesi üzerine Siverek’e defnettiklerini ve taziyelerin 1,5-2 ay sürdüğünü bu arada yorgun düştüklerini, 1994 ortası veya sonunda dinlenebilmek amacıyla Ankara’ya geldiğini, daha sonra İstanbul’a gittiğini, İstanbul’da Mehmet Özbayı tanıdığını, Abdullah Çatlı adıyla tanımadığını, kalabalık bir ortamda “siz, Sedat Bucak’sınız” diyerek kendisiyle tanışmak istediğini söylediğini, orada tahminen bir hafta kaldığını, Ankara’ya geldiğinde kendisini telefonla aradığını, kendisinin tekrar Siverek’e döndüğünü, 1995’te geldiğini bir-iki defa Mehmet Özbay’ın kendisini sorduğunu, Ankara’ya yılda 2 ya da 3 defa geldiğini, kendisinin dışarıda bürosu olduğunu, bürosuna gelip, oturup, sohbet edip gittiğini, bu insanla (Abdullah Çatlı) bir illegal ya da legal bir işinin, ya da bağlantısının olmadığını, Çatlı nın casino oyunlari kendisine ithalat-ihracat şirketi olduğunu ve ticaretle uğraştığını söylediğini.
İddia, savunma, Ankara 4. Kolordu Komutanlığı Nezdinde Kurulan Sıkıyönetim I Numaralı Askeri Mahkemesinin 1984/55 Esas numaralı dava dosyası içeriği, yeminli tanık ve katılanların anlatımları ile dosyadaki diğer tüm kanıtların objektif ve kül halinde değerlendirilmesinden Bahçelievler 15. Sokak No:56/2’deki evde oturan maktüller Serdar Alten, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Osman Nuri Uzunlar, Latif Can, Salih Gevenci, Faruk Ersan’ın olay günü evlerine baskın yapılarak ellerinin arkadan bağlandığı ve eter koklatılmak suretiyle bayıltıkları maktüllerden Salih Gevenci ile Faruk Ersan’ın bir abrabaya konularak Eskişehir Yoluna götürülüp orada başlaarına kurşun sıkılmak suretiyle öldürüldükleri, daha sonra evde kalan maktüllerden Osman Nuri Uzunlar’ın boğularaka, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Latif Can ve Serdar alten’inde baş ve göğüs kısımlarına tabanca ile ateş edilerek maktüller Hürcan Gürses, Latif Can ve Efraim Ezgin’in evlerinde öldürüldükleri, Serdar Alten’in ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmasını müteakip 17.10.1978 tarihinde hastanede ölmesi suretiyle 7 kişinin katledilmiş oldukları Semiha Üstündağ adındaki tanığın yolda tesadüfen gördüğü iki genç arasındaki konuşmalarında birinin diğerine “tamam mı” diye soru sorması üzerine ötekinin “5-6-2 tamam reis” şeklinde cevap vermesi ve bu gördüklerini bir aile toplantısında polis memuru Recep Okay’a anlatması, katliam olayının gerçekleştiği ev numarasının 56/2 olması nedeniyle Recep Okay’ın öldürülme hadisesi ile ilgili o gençlerin aralarındaki konuşmaları irtibatlandırarak durumu mesai arkadaşı Selami Ünal’a bildirdiği, Selami Ünal’ında Recep Okay’dan aldığı bilgileri Ankara Emniyeti 2.Şubesinde katliam olayını soruşturmakla görevli komiser dürüst Oktay’a anlatmasını müteakip Semiha Üstündağ’a fotoğraflar göstermek suretiyle o konuşan şahıslardan birinin Duran demirkıran olduğunu saptaması, Duram Demirkıran’ın ise bahçelievler bölgesinde ülkücü görüşün ileri gelenlerinden olması nedeniyle gözaltına alınarak yapılan sorgulamasında olayda adres tesbiti ve gözcülük yaptığını, yakında Ömer Özcan’ın olduğunu söyledikden sonra soruşturma derinleştirilmiş sanıklar Haluk Kırcı, Ahmet Ercüment Gedikli, Ömer Özcan, Duran Demirkıran, ibrahim Çiftçi, Ömer Yavuz Hacıömeroğlu, Abidin Şahiner, Mehmet Kundakcı ve Kadir Temir haklarında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının 30.7.1979 gün 1979/597 Esas, 1979/1061 iddianame sayılı iddianemesi ile kamu davası açılmıştır.
Related Articles:
onwin guncel onwin giriş casıno levant
Bir yanıt yazın